Şehirlerin huzurlu manzaraları, genellikle karanlık sırların gizlendiği bir örtü olarak işlev görür. Genç dedektif Hakan, bu örtüyü kaldırmak üzere görevlendirildiğinde, bir cinayet soruşturmasıyla karşılaşır. Başlangıçta sıradan bir cinayet olarak görünen bu dava, aslında derin ve karmaşık bir hikaye barındırmaktadır. Bir yatağın üzerinde annesini bıçaklayarak öldüren genç ve yanındaki intihar etmiş gibi görünen ünlü stilist, olayın yüzeyinde gizli bir sır olduğunu işaret eder. Hakan, bu dosyayı derinlemesine araştırdıkça, olayın karmaşıklığını ve içindeki gizemleri gün yüzüne çıkarır. Kamuoyunun baskısı ve medyanın ilgisi, Hakan’ı daha hızlı ve dikkatli bir şekilde hareket etmeye zorlar. Bu dava, onun hayatında kalıcı etkiler bırakacak ve onu derin bir içsel keşfe yönlendirecektir.