Paris’in ışıltılı sokaklarında, Mahur’un kararlı adımlarıyla başlayan bu hikaye, bir belgesel film yapma isteğiyle sınırlı kalmayacak, derin duygusal katmanlara sahip bir yolculuğa dönüşecektir. Mahur’un Ahmet Kaya’nın peşine düşmesi, sadece müzik kariyerini değil, aynı zamanda yaşamının derinliklerinde saklı acıları ve hüzünleri de gün yüzüne çıkarmak içindir. Marmara depreminin yarattığı kaos, Ahmet’i sevdiklerinden uzakta bırakırken, Mahur’un kararlılığı ise onun yanında durmaktan vazgeçmeyeceğini gösterir. Ancak medyanın ve halkın Ahmet’e yönelik kin dolu bakışları, ikisinin arasında yeni bir çatışma ve iç hesaplaşma sürecini başlatacaktır. İstanbul’a döndüklerinde, Mahur’un geçmişiyle yüzleşme süreci daha da derinleşir ve film, Ahmet Kaya’nın duygusal yolculuğunu izleyicilere aktarmaya devam eder.