Lucas, geçmişine dair acı bir yüzleşme için memleketine dönüş yaparken, gençliğinde yaşadığı bir trajedinin izlerini taşır. En yakın arkadaşı Mathias’ın ölümü, ona derin bir yarayı hatırlatır. Üstelik bu korkunç olayda sorumlu kişi, kendi babasıdır. O günü unutmaya çalışsa da, hatıraları peşini bırakmaz. Yıllar sona gelen cenaze töreni, bu karanlığı yeniden gün yüzüne çıkaracaktır. Ebeveynlerinin arkasından yapılan veda için, sevgilisi Julie ve dostu Arnaud ile yola çıkarken, Lucas karmaşık hislerle doludur. Tören sırasında, Mathias’ın babasıyla tanışması, eski yaralarını kanatacak bir fırsat sunar. Yaşlı adam, yalnız başına ormanın derinliklerinde yaşamaktadır ve Lucas, onun hayatına dair sırları merak eder. Fakat arabaları bozulduğunda, kaçış yolları daralır ve geceyi adamın evinde geçirmeye mecbur kalacaklardır. Akşam kahvesi eşliğinde yapılan tuhaf sohbetler, kabus dolu bir geceye dönüşecektir.