
Los Angeles Waves’in başkanlık koltuğunun boş kalması, spor camiasında bir heyecan dalgası yaratır. Bu durumu değerlendiren Isla Gordon, aniden yöneticilik koltuğuna oturur. Ancak onun bu pozisyona geçişi, kadın liderliğinin spor dünyasında hala ne denli tartışmalı bir konu olduğunu gözler önüne serer. Isla, NBA’in en prestijli kulüplerinden birinin yönetimini üstlendiğinde, yalnızca bir başkan değil, aynı zamanda bir ilham kaynağı olma sorumluluğunu da sırtlanır. Fakat, medya baskısı ve eleştirilerin yanı sıra, bazı yönetim kurulu üyelerinin ona olan güvensizliği, Isla için zorlu bir sınav anlamına gelir. Her gün yeni zorluklarla yüzleşirken, takımını zirveye taşımak için büyük bir azim ve sezgiyle hareket etmek zorundadır. Bu süreç, onun için sadece bir kariyer yolculuğu değil, aynı zamanda kadınların liderlikteki yerini kanıtlama mücadelesine dönüşür.