Maria Callas, 20. yüzyılın opera dünyasında adını altın harflerle yazdırmış bir figürdür. Yunan kökenli Amerikalı soprano, bel canto tekniğinin zarafetini kendi eşsiz sahne performanslarıyla harmanlayarak “La Divina” unvanını elde etmiştir. Sahnedeki etkileyici duruşu ve güçlü vokali ile operanın zirvesine ulaşmıştır. Ancak zamanla, bu olağanüstü sanatçı yaşamının son dönemlerinde Paris’teki dairesinde yalnızlık içinde kaybolmuştur. Günleri, yalnızlıkla ve sürekli aldığı ilaçlarla geçerken, çevresinde sadece hizmetkârları kalmıştır. İlaçlar ona bir umut ışığı sunmakta ve içinde kaybolmuş bir huzur arayışına yol açmaktadır. Bir gün, televizyon muhabiri Mandrax’tan gelen röportaj teklifi, Maria’nın geçmişteki zarif anılarını yeniden göz önüne getirme fırsatını sunar. Fakat hayat, 16 Eylül 1977’de, Paris’teki o dairenin sessiz köşesinde bu büyük sanatçının hikayesini sonlandırarak farklı bir yol çizer.