2016 yılı, Paris sanat dünyasında unutulmaz bir dönemeç olarak tarihe geçti. Fransa’nın en etkileyici sanatçılarından Carole Achache, sanat dünyasına ve kitlelere büyük bir şok yaşatarak ani bir şekilde yaşamına son verdi. Carole, hem edebi eserleri hem de sanatsal yetenekleriyle tanınan bir isimdi. Ardında binlerce mektup, ses kaydı ve fotoğraf bırakarak, hem kişisel hem de sanatsal olarak büyük bir gizem bıraktı. Bu trajik olay, kızı Mona Achache’in hayatında derin bir dönüşüm yarattı. Mona, annesinin ölümünden sonra kendini hem özgür hem de kafa karışıklığı içinde bulur. Bu özgürlük duygusu, aslında annesinin gerçek kimliğinden kaçmanın bir yolu olarak işlev görür. Günler geçtikçe, Mona annesinin eşyalarıyla ve anılarıyla yüzleşmek zorunda kalır. Bu yüzleşme, annesinin daha önce hiç düşünmediği yönleriyle tanışmasını sağlar ve ona derin bir içsel keşif fırsatı sunar. Annesinin unutulmuş anılarıyla yeniden bağ kurarak, Mona, hem kişisel hem de duygusal olarak beklenmedik değişimlerle karşılaşır.