
Esra ve Emre, yıllar sonra hayallerindeki düğüne adım atmaya karar verirler. Esra, her şeyin lüks içinde olmasını istemektedir ve bu nedenle Çeşme’nin en gösterişli otelini seçer. Her detayın düşünüldüğü, davetli listesinin titizlikle hazırlandığı bu süreçte, Emre’nin hayalleri biraz farklıdır. O, gelin ve damat olarak kendi köylerinde, daha sade bir düğün yapmayı arzulamaktadır. Esra’nın fikri ise bu durumla bağdaşmaz ve köy ziyaretine katılmayı kesinlikle reddeder. Eğilimiyle Emre, köye gitmek için ilk adımını atar ve asistanı Irmak’ı yanına alır. Ama Emre’nin iş hayatı pek parlak değildir; iflas riskiyle karşı karşıya kaldığı durumu Esra’dan saklar. Köyde dedesi, ona büyük bir arazi sunar; eğer düğün köyde olursa bu araziyi kazanacaktır. Fakat Esra bu teklifi de kabul etmez. Bu süreçte, Emre, Irmak’ı Esra gibi tanıtıp sahte bir düğün düzenlemeye karar verir. Sonuç olarak, Emre ile Irmak arasında beklenmedik bir çekim oluşur. Ancak Esra’nın bu sahneyi basmasıyla birlikte işler içinden çıkılmaz bir hale gelir.