
Dünya, diğer her sabah gibi bir sabaha uyanmıştır, ancak görünmeyen bir güç, her şeyi sonsuza dek değiştirecektir. Ne savaş, ne felaket, ne de doğal bir afet… Ama bir şeyler ters gitmiş ve bu durum, beklenmedik bir kaosa yol açmıştır. Küresel sistemler bir anda felç olmuş, dünya genelindeki pek çok bölgeyle iletişim kopmuştur. Elektrik yalnızca Doğu Avrupa’nın dar bir köşesinde kalmıştır. Acil durumlar hızla yönetilmeye başlanmış, askeri birlikler şehir merkezlerinde, hastanelerde ve tren istasyonlarında cesetlerle karşılaşmıştır. Yapılan araştırmalar, felaketin ne doğal ne de insana ait olduğunu kanıtlar niteliktedir. Oleg, Moskova’daki bir restoranda, olayın ilk başladığı anda hayatta kalma mücadelesine tanık oluyordur. Elektrik kesintisinin ardından, hayatta kalan tek bölgeler sınırlı olarak Moskova, Belarus, Ukrayna ve Finlandiya’da devam etmektedir. Yalnızca 24 gün içinde bu bölgeler yüksek güvenlikli barikatlarla çevrilmiş ve dış dünya terkedilmiş yerleşim alanları ve toplu mezarlara dönüşmüştür. Bir sınır karakolundaki alarm sistemi, dünyayı etkisi altına alan varlığın gerçek yüzünü ortaya koymuştur. Peki, bu korkunç kaosun arkasında ne var?