Feodalizmin ve dini inançların kesiştiği bir dönemde, MS 778 yılında Bask Ülkesi’nde yaşananlar, sadece bir beyin hayatta kalma mücadelesi değil, aynı zamanda bir toplumun kimlik arayışının da öyküsüdür. Eneko’nun Katolik inancını terk ederek Müslüman İmparatorluğu’nun tehdidi karşısında hayatta kalma mücadelesi, sadece onun kişisel tercihi değil, aynı zamanda Bask halkının genel durumunu da yansıtır. Bu dönemde, feodal ailelerin ve dini otoritelerin gücü arasında sıkışan bir toplum, kendi kimliğini yeniden tanımlama sürecine girer. Eneko’nun yaşadığı bu süreç, sadece bireyin değil, aynı zamanda bir toplumun da inançlarını ve değerlerini sorgulama yolculuğudur. Irati’nin gizemli varlığı, bu süreci daha da karmaşık hale getirir ve insanın doğaüstüyle olan ilişkisini de ele alır. Bu nedenle, MS 778 yılında Bask Ülkesi’nde yaşananlar, sadece tarihsel bir olay değil, aynı zamanda insanın evrensel mücadelelerini anlama fırsatı sunar.