Cassandra’nın kalbi, kaybettiği kızını ve sevgilisini düşündükçe paramparça oluyordu. Keder ve umutsuzluk içinde boğulmuş bir haldeyken, hayat ona beklenmedik bir fırsat sundu. Carter adındaki bir adam, adasında düzenleyeceği av partisine katılması halinde yüz bin dolar ödül vaat etti. Umutsuzca bu teklifi kabul eden Cassandra, adaya vardığında gerçeği gördü: burada bağlı tutulan diğer kadınlar da onun gibi avlanıyor ve köle olarak kullanılıyordu. Artık sadece kendi özgürlüğünü değil, Tessa ve Lexi gibi yeni edindiği dostlarının da güvenliği için mücadele etmek zorundaydı. Birlikte hareket ederek, adanın zorba yönetimine karşı cesurca savaşmaya ve adaleti sağlamaya karar verdiler. Ada üzerindeki egemenliği ele geçirmek için ellerinden geleni yapacaklardı.