Gözlerden uzak, huzurun hakim olduğu ve zamanın durduğu bir tatil adasında, dalgaların melodisi eşliğinde derin bir nefes almak isteyen on genç kadın, beklenmedik bir kâbusa adım atar. Acımasız bir suç çetesi tarafından yakalanarak insanlık dışı bir ticaret ağına düşürülen bu kadınlar, umutsuzluğun kararttığı bir dünyanın içerisinde kaybolurlar.
Bu çaresiz kaderler içerisinde, yaşama sevgisiyle dolu genç bir hemşire ve dansın büyülü ritmine sıkı sıkıya bağlı cesur bir dansçı da bulunmaktadır. Onların gözlerinde yanıp duran tutku, özgürlük mücadelesini ateşleyen en güçlü itici güç olur.
Kendi korkularının üstesinden gelip adanmışlıkla hayatta kalmaya çalışan iki kadın, cesur bir kaçış planı yapar. İçlerindeki asilik, umutsuzluk ortamında bile parıldamaya devam eder. Karşılarına çıkan engelleri aşarak özgürlüklerine doğru ilerlerken, insan tacirleriyle dolu ölümcül bir çölde hayatta kalma mücadelesi vermek zorunda kalırlar. Gün geçtikçe artan dehşet, adımlarındaki cesaret ve kararlılıktan bir şeyler götürse de, umutlarını kaybetmezler. Son nefeslerine kadar savaşmaya ve hayalleri için mücadele etmeye kararlıdırlar.