Inez’in özgür ruhu, hayatın her anını dolu dolu yaşama arzusuyla yanıp tutuşan bir kadındı. Onun için, her yeni deneyim bir macera demekti ve bağımsızlığına olan bağlılığı hiçbir şeyle kıyaslanamazdı. Ancak bir gün, tesadüfen karşılaştığı küçük Terry ile arasında beklenmedik bir bağ kurdu. Terry’nin masumiyeti ve ihtiyacı, Inez’in içinde derin bir duygusal uyanışa yol açtı. Kararını verdi: Terry’nin yanında olacak ve onu koruyacaktı. Birlikte New York’un karmaşık sokaklarında, kimliklerini gizleyerek yaşamaya başladılar. Ancak, şehrin acı gerçekleriyle yüzleştikçe, zorluklar arttı. Terry kayıp bir çocuktu ve Inez kaçak olarak biliniyordu. Ancak Inez, Terry’nin yanında olmanın ve onu korumanın önemini kavramıştı. Zaman geçtikçe, koruma ve sevgi duyguları daha da güçleniyordu. Onun için, Terry’yi korumak sadece bir sorumluluk değil, aynı zamanda ona sevgi dolu bir yuva sağlama çabasıydı. Bu süreçte, Inez gerçek sevginin ve birlikte olmanın değerini kavradı, hem mutluluk hem de zorluklarla dolu bir yolculuğa çıktı. Ancak, bu yolculuk onları bekleyen bilinmeyen tehlikelerle doluydu.