Riley, hayal gücünün derin ve gizemli köklerine doğru yeni bir yolculuğa çıkmak üzereydi. Her gece, belirli bir kese içinde şekillenen rüyalar, onun iç dünyasını oluşturmak için büyük bir fırsat sunuyordu. Bu rüya dünyasını sahneye koyma görevini üstlenen Paula ise, başarılı bir yönetmen olarak tükenmeyen enerjisiyle dikkat çekiyordu. Ancak zamanla ve özellikle Riley’nin büyümesiyle, eski başarı biçimlerinin artık yeterli olmadığını görecekti. Paula, kariyerine yeni bir ivme katmak için, genç ve yetenekli yönetmen Xeni ile bir ortaklık kurmak zorunda kaldı. Fakat iki yönetmenin yaratıcı bakış açıları arasında köklü farklılıklar vardı; dolayısıyla, uyum sağlamak kolay olmayacaktı. Bu yeni düzenin içinde, her ikisi de sınanmış ve sıkı bir işbirliği geliştirmek zorundaydı.