Guillaume, ailesinin en sevilen çocuğu olarak biliniyordu, ancak babasının ani ölümü, onu hayatının en büyük sınavına soktu. Aile işi olan bir bowling salonunun beklenmedik mirasçısı olarak, Guillaume için yeni bir dönem başlamıştı. Ancak bu miras, onun için sadece bir iş fırsatı değil, aynı zamanda bir lanetin habercisiydi. Genç adam, bu laneti üvey kardeşi Armand’a devretmeye karar verdi, ancak bu jestin bedeli çok ağır olacaktı. Bowling salonu, adeta bir hayalet evi gibiydi, tuhaflıklar ve ürkütücü olaylarla doluydu. Guillaume ve Armand, aile sırları ve lanetli miraslarıyla yüzleşmek zorunda kaldılar. Artık avcı ve avın kuralları geçerliydi ve kardeşler, hayatta kalmak ve ailelerinin onurunu korumak için bir yol bulmalıydı. Bu karanlık atmosferde, Guillaume ve Armand, birbirlerine olan bağlarını güçlendirerek, karanlıkla savaşmak için cesurca ileri adım attılar.