Bir gün, Amerikan askerleri sıradan bir operasyonun içinde, gözlerden uzak bir bölgedeki görevi gerçekleştirirken, basit bir hata büyük bir tarihsel keşfi ortaya çıkardı. Hun İmparatoru Attila’nın uzun yıllar boyunca saklı kalmış hazineleri, bir yanlışlık sonucu gün yüzüne çıkarıldı. Başlangıçta bu buluş, askerler için büyük bir şans gibi görünse de, çok geçmeden bu hazinenin karanlık bir laneti barındırdığı anlaşıldı. Attila’nın yüzyıllardır süren uykusunun ardından uyanan bu lanet, korkunç bir felaketin habercisiydi. Eski çağlardan gelen bu kötülük, modern dünyada geniş çaplı bir tehlike yaratarak, askerlerin ve tüm insanlığın karşılaştığı en büyük kriz haline geldi. Attila’nın mumyalanmış gücü, tarihin karanlık köşelerinden çıkan bir fırtına gibi, tüm dünyayı etkileyen bir dehşeti gün yüzüne çıkardı. Askerler, geçmişin derinliklerinden gelen bu lanetle başa çıkmak zorunda kaldı ve insanlık tarihinin en büyük felaketlerinden birinin içine sürüklendiler.