Gözleri derin bir boşlukta kaybolmuş olan 19 yaşındaki Meryem, daracık dairesinin dört duvarı arasında sıkışıp kalmış hissediyordu. Annesi Fariha ve küçük kardeşiyle yaşadıkları bu dar alan, dedelerinin ölüm haberiyle bambaşka bir hal almıştı. Acı kaybın ardından, miras konusunda çıkan anlaşmazlıklar, dedelerinin evinin Meryem’in annesinin erkek kardeşi tarafından talep edilmesiyle daha da karmaşık hale gelir. Bu haksız talep karşısında annesinin boyun eğmesi, Meryem’in derin bir hayal kırıklığına sürükler ve bu durumu kabullenmekte zorlanır. Kendisini teselli bulmak için üniversitedeki sınıf arkadaşı Asad’a yönelen Meryem, bu gizli aşkın getirdiği karmaşa ile karşılaşır. Meryem’in ruh hali, karanlık kabuslar tarafından sarılmıştır ve annesinin kendi sorunlarıyla meşgul olması, Meryem’in kötüleşen ruh halini fark etmesini engeller. Amcasının bitmek bilmeyen takıntılı baskıları, kadın haklarının neredeyse hiç olmadığı bu Pakistan şehrinde Meryem ve annesini köşeye sıkıştırır. Kabuslar her geçen gün daha gerçekçi hale gelirken, Meryem hem gerçek hem de fantastik güçlerle yüzleşmek zorunda kalır.